
Yazarların Dikkatine
Yeni Sezon Kitap
Başvuruları Başladı
Alaska Yayınları olarak altıncı yılımızda 250'den fazla eseri edebiyat dünyasına kazandırdık. Hayalindeki kitabı yayımlatmak için hemen başvur!
Küçük Gözler Büyük Hikayeler – Sevgi Başaran
₺300,00
Kara Bahtım – Hüsna Kar
₺150,00
Farklılıklarımız bedenseldi, engeli siz koydunuz... Genç yazar Hüsna Karın otuz yıllık yazgısına tanıklık edeceğimiz bu kitap, farkındalığımızı artıracak etkileyici bir eserdir. Yazar, kendi hayat hikâyesinden yola çıkarak kaleme aldığı bu eserinde, birçok özel gereksinimli bireyin sesi olmayı başarmaktadır. Kitabı okuduktan sonra artık eskisi gibi olmayacaksınız. Toplumdaki duyarsızlık ve anlayışsızlığı kendi gözünden anlatan yazar, sevgiyle iyileşen ve güzelleşen dünyasının kokusunu okuyucuya buram buram hissettirmektedir.
Kayıp Krallık Larimar’ın Mirası – Eda Ekşi
₺150,00
Defne, bir sabah deniz kıyısında bulduğu gizemli taşla hayatının değişeceğini bilmiyordu. Rüyalarında beliren deniz prensesi Maya, karanlık suların ardındaki eski bir krallığın fısıltılarını getiriyordu. Abisi Toprak'la birlikte, sırlarla dolu bir harita, büyülü bir kolye ve karanlık planlar peşindeki zalim Miranthus'un gölgesinde, soluksuz bir maceraya atıldılar. Larimar Krallığı'nın kaderi, artık onların ellerindeydi. Dostluk, cesaret ve kalbin derinliklerinden gelen bir çağrıyla örülmüş bu hikâyede, siz de okyanusun gizemli kapılarını aralayacaksınız.
Alaska Su Değirmeni Projesi – Mustafa Rüzgar
₺167,00
Alaska, karla örtülü dağları, sonsuz sessizliği ve dokunulmamış doğasıyla hayalin ham halidir. İnsan eliyle şekillenmemiş o topraklar, bana hep şu soruyu sordurdu: Gerçekten dokunulmamış bir hayal kurabilir miyiz?. Ve cevabı yine orada buldum: Evet, ama önce içimizdeki Alaska'yı keşfetmeliyiz. Her babanın, her annenin yüreğinde bir "Alaska" vardır. Kimi zaman bastırılmış bir hayal, kimi zaman ertelediği bir yolculuk, kimi zaman da çocukları için en iyisini isterken kurduğu görünmez bir dünya. Biz bu kitapla birlikte o görünmeyeni görünür kılmak istiyoruz. Alaska, artık bir coğrafyadan ibaret değil, bir vizyonun simgesi. Çünkü bu kitap, donmuş topraklarda filizlenen sıcacık bir tohumu anlatıyor. Buzların arasında doğan bir su değirmenini. Sessizce akan ama etkileyici bir çağlayanı. Ve en çok da şunu: Hayal kurmak için sıcak bir yer arıyorsan, önce kendi içinin soğuğunu çözmelisin.
Huzur Edebiyatı – M. Ali Aslan
₺250,00
Ah şu farkındalık. O meşhur o ünlü yazarların kitaplarda bolca üstünden geçtiği farkındalık. Kiminin insan için en büyük ceza dediği kiminin en büyük ödül dediği kiminin zehir dediği kiminin şifa dediği farkındalık. Ne zehir ne şifa. Her şeyde olduğu gibi onun da dengesinde huzur olan farkındalık...
Fedai – Mehmet Doğrusöz
₺190,00
İÇİMDE BİR BUHRAN, MATEMİM YÜREĞİMİ KANATAN. Yüreğimde kırık dökük bir sevda, Her anı, her saniyesi hüzün ve umut. Bir gün döner mi diye beklediğim o gözler, Beni alıp götüren bir hayalin derinliği. Bu kitabın sayfaları, kaybolmuş bir aşkın yankısıdır. Yalnızlık ve aşk, bu kitapta bir araya geliyor. Kalbinde kırık dökük bir sevda taşıyan bir insanın içsel yolculuğuna tanıklık edeceksiniz. Her sayfasında, gözlerindeki özlemi, yüreğindeki sızıları Ve kaybolan bir sevdanın izlerini bulacaksınız. Gönlün derinliklerinden gelen bir fırtına, Yavaşça durulup yerini bir umut ışığına bırakacak.
Bir Kelebeğin Gözünden – Banu Akman
₺225,00
Banu Akmanın şiirleri bizi bize açıyor: Ben derken aslında seni, onu, onları ,sizi kastediyor ya da diğer tüm zamir kullanımlarında algıyı bene yönlendiriyor. Bireyi toplumda, toplumu bireyde eşzamanlı gören ve hiçbir türlü dayatmaya olanak tanımayan bir kavrayışın dışavurumları olan dizelerle örüyor kendi deneyimlerini. Hüzünden mutluluğa, yalnızlık hissinden birliktelik şuur ve neşesine, acı ve kederden inanç ve dirence, insan varoluşunun tüm kuşatıcı kavramlarını en uç noktalarına vardırarak dilsel ifade boyutuna getiriyor. Tamamen yaşanmışlıktan, deneyimlenmişlikten süzülen dizeler olduğu, ilk okuyuşta kendini hemen belli ediyor. İçtenliği ile bizi içten sarıyor... İçgörü, öngörü, sezi, önsezi, tevazu, evrensel insan bakışı, akıl verici olmayan içsel bilgelik ve insanî kuşatıcılığın şiir dili ile karşımızda duruşu böyle karşılıyor bizleri...
Yaşamın İzinde Edebiyat – Fırat Kasap
₺170,00
Yazar Fırat Kasap, kaleme aldığı denemelerde dünden bugüne bir edebiyat panoraması çiziyor. Tabi bunu edebiyat ve folklor yaşamın kendisidir diyerek yapıyor. Öğretmenlik yaşamı boyunca edebiyat dergilerinde yazdığı her yazıyla pişen ve olgunlaşan yazar, edebiyat anılarına da değiniyor. Aslında her yazı karanlıkları aydınlatan bir fenerdir. Anadolu folkloru bir türküyle, masalla ya da söylenceyle kitapta karşınıza çıkar. Yazılarında Sait Faik ve Hemingway izleri göreceğiniz Fırat Kasap, bu eseriyle belleklerde unutulmaz izler bırakacaktır.
Okul Görmüş Öyküler – İsmail Okutan
₺150,00
O gün sabah elinde bir demet çiçekle okula geldi Asmin. Beni görünce gelip sarıldı. Babaannesi arkasından bakıyordu. Elindeki kocaman çiçeği gizlemek istiyormuş gibi yana doğru tuttu. "Hoş geldin kızım. Bu çiçeği kime getirdin," dedim onu severek. "Öğretmenime getirdim müdürüm, dedi, ardından ekledi hemen. Üzülme, sana da getireceğim müdürüm," dedi, gülümseyerek sınıfına geçti. İkinci teneffüste gelen gürültülere bakmak için sınıfına gittim. "Çocuklar sizinle ne konuşmuştuk, unuttunuz mu, bu kadar gürültü nedir, neden çığlık atıyorsunuz, merak ediyorum ben, ne oldu acaba?" dedim. "Öğretmenim sen de aynı benim gibisin," dedi Asmin. "Okuduğun bir şeyi unutmuyorsun hiç." Bir kalbim vardı bu okula geldiğim zaman. Şimdi mitoz bölünmeyle çoğaldı, çoğaldı, onlarca, yüzlerce kalbim oldu. Çocuk sevgisiyle beslendi. Büyüdü, büyüdü, kocaman oldu, yüzlerce kalp oldu içimde okul yolunda.
Zamanın İçindekiler – Kemal Taşdemir
₺130,00
Bu kitapta, sayfalar arasında ilerledikçe, İkinci Dünya Savaşının iki sevgilinin kaderine nasıl dokunduğuna tanık olacak; Hint Okyanusunda çarpışan bir savaş gemisinde, kaptanın verdiği söz uğruna gösterdiği çabaları hissedeceksiniz. Sizi Sokrates'in mahkemesine, felsefenin kalbine götüreceğim. Atina sokaklarında sessizce dolaşacak, filozofun yanında duran gizemli renkle tanışacaksınız. Ardından 13. yüzyıl Japonya'sına uzanacak, oradan bir Samurayın içsel mücadelesine ve Japonya'nın çalkantılı dönemlerine geçeceksiniz. Bazen bir mevsimin kişiliğine bürünüp sonbaharın hüznüyle insan ruhunu gözlemleyecek, bazen bir fabrikada Ahmet adlı bir işçinin dünyasına konuk olacaksınız. Ailesi, toplumu ve içsel sorgulamalarıyla Ahmet'in hikâyesi, hepimize ayna tutacak. Çöl yollarında Yusuf'un izini sürecek, kervanlarla yol alacak, geçmişin anılarında kaybolacaksınız. Ve sonra, Einstein'ın zihnine, tarihsel gerçekliğe bağlı kalarak ama duyguların kurgusal tınısıyla dokunacaksınız. Bilimin ve insan ruhunun kesiştiği o eşsiz noktada durup düşüneceksiniz. Son sayfalarda ise tamamlanmamış bir hikâyeyi, sizin hayal gücünüzle tamamlamak üzere bırakacağım. Çünkü bazı öyküler yalnızca anlatılmaz; yaşanır, hissedilir ve yazılır.
Tek Zaman – Semra Aksoy
₺360,00
2136 Büyük Bilinç Sıçramasından sadece yüz sene sonra, Gezegenin başka köşeleri gibi Türkiyenin Ankara şehri de işaretleri okuyabilenler için öngörülebilir bir değişimin eşiğindedir. Sıçramadan sonra bütünüyle huzurun ve barışın hâkim olduğu Dünya, zamanın ve mekanın neredeyse- dağılıp yok olacağı bir geleceğe doğru savrulmaktadır. Topluluk sağduyusunu kaybetmese de yenilik ve değişimin yarattığı heyecan, belirsizliği ortadan kaldırmaya yetecek mi? Zaman-boyut algısının yeniden ve tamamen değişmesi; insan doğasını değiştirecek mi? Yoksa öz hep aynı mı kalacak? Tıpkı yaratılışta olduğu gibi...
Ben Duymadan – Sabahattin Tenikeci
₺360,00
Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde mezarını önemseriz. Çiçeklerle süsleriz, temizler özen gösterir, dua ederiz. Çocuklarımızı alıştırırız ziyaretlere, sonrada onlar çocuklarını götürmeye çalışır, ziyaretler azalır. Derken üç dört nesil geçer, bir bakmışsınız artık kimse uğramaz, bakımsız hale gelmeye başlar. Üzerindeki çiçekler solar, sonra unutulur gider. Yanından geçenlerin gözü takılır mezardaki isme, okur ama bilemez kim olduğunu. Kabri artık yalnızdır. Unutulup gidilmesine aldırış etmeden biz de yazarız. En derin duygularımızla kendimizi anlatmaya çalışırız. Belki bir gün anne ve kızın hastalıklara karşı gösterdikleri sevgi dolu mücadeleleri bir uçak yolculuğu yapılırken, dünyanın en ücra köşesinde bir deniz kıyısında veya kalabalık bir şehrin tam ortasında hatırlanır.
Geçmiş Geleceğin Aynasıdır – Muhammet Koral
₺180,00
Bugün insanlık bir buhran yaşamakta ve izleyeceği yol konusunda yaptığı yanlış tercihler sebebiyle hedefsiz ve amaçsız kalmanın ortaya çıkardığı tarifsiz acılarla kıvranmaktadır. Hâlbuki aklı başında olan her insan bugünü değerlendirmenin geçmişi bilmekten geçtiğini bilir ve tarihin kendisi için bir ders olduğu bilinciyle tarih tekerrürden ibarettir ifadesini anlamaya ve kavramaya çaba sarf eder. Tekerrür eden hayatın yansıması olan insanlık tarihinin tozlu sayfalarına baktığımızda, yaşadığımız dini, ahlâkî ve ekonomik çöküntünün temelinde Rabbimizin hayatımızı düzenleyen emirlerine karşı takındığımız tavrın yaşantımıza yansıyan olumsuz sonuçlarının olduğunu görürüz. Kendisini var eden Rabbine karşı bu kadar isyankâr olan insana karşı yaratıcımız olan yüce Allah, başımıza gelmesi muhtemel belaları önceden anlayıp tedbir almamız için yüce kitabında birçok örnek ortaya koyar. Kerim kitabımızda ve Allah Resulünün ifadelerinde geçen bu yaşanmışlıklara çoğumuz hikâye diye baksak da aslında her biri bizim için kıssadan hissedir. Her ne kadar bizler yaşadığımız hayatın içinde ortaya koyduğumuz amellerimiz ile bu gerçeklere karşı kör olmayı tercih etsek de, Rabbimizin geçmişte var ettiği gerçekler ve bizim için ortaya koyacağı hükümler asla değişmeyecektir.
Keloğlan ile Altın Saçlı Kız – Şaziye İnceler Ekici
₺130,00
Masalların çocukların zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlâkî gelişmeleri için gerekli bir araç oldukları pedagoglar tarafından belirtilmiştir. Aynı zamanda Masallar çocukların dil gelişimi, hayal kurma becerisi, bilişsel gelişimleri, kültürel aktarımları, problem çözme becerileri, okuma sevgisi ve alışkanlığı kazanmaları bakımından çok önemlidir. Bu kitaptaki Keloğlan masalı tipik bir Türk masalı olma özelliği taşımaktadır. İyi niyetli insanların yaşadıkları zorluklara rağmen hedeflerine ulaşabildikleri anlatılır. Ayrıca Grim Kardeşlerin masallarının bilindiği ve okunduğu Alman halkına Türk kültürünün bir aktarımı olarak bu masal Almancaya tercüme edildi. Keyifli okumalar dileriz. * Pädagogen betonen, dass Märchen ein notwendiges Instrument für die geistige, emotionale, soziale und moralische Entwicklung von Kindern sind. Gleichzeitig sind Märchen sehr wichtig für die Sprachentwicklung der Kinder, ihre Vorstellungskraft, ihre kognitive Entwicklung, die kulturelle Übertragung, ihre Problemlösungsfähigkeiten sowie für die Entwicklung von Lesefreude und Lesegewohnheiten. Das Keloğlan-Märchen in diesem Buch trägt die Züge eines typisch türkischen Märchens. Es wird erzählt, wie gutherzige Menschen trotz der Schwierigkeiten, die sie erleben, ihre Ziele erreichen können. Ich habe dieses Märchen außerdem als eine Übertragung der türkischen Kultur an das deutsche Volk übersetzt, dem die Märchen der Brüder Grimm bekannt sind und die diese liest. Viel Spaß beim lesen.
Gurbetin Kızı – Kadriye Ramsaier
₺360,00
Gurbet, yeryüzündeki bütün sözlüklerde geçen en acı kelime. O öyle bir ateştir ki o yangını ne sağanak yağmurlar ne de sicim sicim akan gözyaşları söndürebilir. Bazen de hayallerimize saplanan paslı bir hançer olur. Hiçbir doktor onu çıkaramaz. Kimi içinde taşır gurbeti, kimini de gurbet sürükler içine. Şairin de dediği gibi Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde. Gurbetin kızı, Kadriye Ramsaeir'in gurbet kokulu kaleminden çıkan, bizi iç yangınlara sürükleyen etkileyici bir roman. Yazar; yalın, sade, sıcak anlatımıyla sanki bizi bavulunda gurbet ellere götürüyor. Bu romanı okurken Gurbetin Kızı Melike ile birlikte gurbet ellerde içinizdeki fay hatlarını saklamaya çalışacaksınız zoraki gülüşlerinizin ardına. Gözyaşlarımızı onun hikâyesine katık yapıp gurbetin düşlerinize vurduğu zincirini kırmaya çalışacaksınız. Gurbetin Kızı, bizim kızımız Ve yangın, hepimizin içinde. İyi okumalar.
Evim Neresi – Kadriye Ramsaier
₺230,00
Hayatta en anlamlı yolculuk, insanın kendine dönüşüdür. Dışarıda aradığımız pek çok şeyin cevabı, aslında içimizde saklıdır. Evim Neresi, kalpten kalbe uzanan, sevgiyle yazılmış bir içsel keşif yolculuğudur. Bu kitap, sana kendini hatırlatmak için yazıldı. Kendini unuttuğun anlarda, yeniden bulman için. Yorulduğunda, yanında yürüyen bir dost gibi hissettirmek için. Her sayfası "Yalnız değilsin." diyor. Her cümlesi "Sen değerlisin." diye fısıldıyor. Çünkü gerçek ev; huzur bulduğun, kendinle barıştığın, sevgiyle baktığın o içsel alandır.
Günahsızlar Ordusu – Tuğçe Var
₺400,00
İlkbaharın narin elleriyle açan açelya, Alinin gerçek aşkının, en büyük tutkusunun, yoğun sevgisinin temsiliydi. O geceden sonra âşık olduğu adamın imkânsızlığı olmuştu. Açelya Sezen Arslankara, Ali Aslankara'nın babası Bahtiyar Aslankara'nın katiliydi. Derinlere saklanan sırlar, eski bir sandığın içinde kilitlenmişti ve o kilit, Nazan Semizin gelişiyle yavaşça dönmeye başladı. Ali Arslankara, babasının cesedine kavuşamadan akıl hastanesine kapatıldığında kendine bir söz verdi: İlkbahar çiçeklerinden nefret edecekti lakin Eftal, ilkbahar çiçeği tabirini sevmezdi çünkü Açelya onun gözünde bir bahar çiçeği değil, karanlığın güzelliğiydi. İlk gün dedikleri gibi, "Anca beraber, kanca beraberdi." Açelya'nın suçunu itiraf etmesine izin vermeyen birileri, Bahtiyar Arslankara'nın ise büyük bir derdi vardı. Geride kalanlar, Ali'nin bir nebze daha zarar görmesine katlanamazdı. Dört yıl evvel olanlar, bugünü yaşatıyor, bugün geleceği öldürüyordu. Kimlerin ölü gelecekten sağ çıkacağı meçhuldü. Tek bilinen, Açelya'nın günahsızlar ordusunun emekli albayı olduğuydu. Bu ordunun herkesi yıkacağı, yakacağı, yok edeceği oldukça açıktı.
Parçalanan Zamanın İzleri – Kemal Taşdemir
₺180,00
Tüm zamanlarda aranmış bir insanî sır, Bulunması imkânsız bir hazine gibi. Ölümü düşledikçe hisseder zamanı, Ölümdür zamanın anlamı, sanatı. Her devirde bir alem gömersin, Büyüsünü kaybetmez gene de sürersin. Ne müşkül ki içinde az bulunur saadet, Gelirse belki biraz da bize kısmet. Yoktur elinden kurtulan bir fani, Bakilik bile senle düşünülür bir haldir. Ne mesel ne de bir andasın, İnsanlığın asıl tarihini yazmaktasın.Senden ayrılmanın zorluğuna, İnsanoğlu lügatinde ölüm der. Senden geriye kalanlar ve sen de olanlar, Her daim özlem ile anılırlar.
Aşikar – Erkam Yıldırım
₺135,00
Medeniyetin mevcudiyet bulduğu bir mağaradan zuhur eden şuleler, kulların elleriyle çizilen ufukların sınırlarını alıp fezalara taşır. Yani Hirada yanan meşale ile yükselen ışıkların zerreleri ve dahi çağları deviren efkârın zürriyetleri, ünsiyetleri ve işitilen nidaların musikisi içinde; kalp ile bütünleşen tufanın ardından ruhun derinliğinde, dingin ve engin bir okyanusa açılan bir yelkenin cesaretini yüklenmek elbetteki Olimpos dağlarının çocuklarına değil Hira mağarasının evlatlarınadır.
Sesimi Duyan Var mı? – Esra Reis
₺180,00
Mavi burkaların içinde dolanan, yüzünün dahi görünmediği kadınlar toprak sıvalı dükkânlarda satılan rengârenk taşlardan yapılan takıları takarlar boyunlarına bileklerine... Burkalar kalktığında havaya Afgan kadınlarının, tüm vücuduna donanmış rengârenk takıları, halhalları, gözlerindeki sürmeleri, ellerindeki kınaları kadın olmanın coşkulu çığlıklarını atar, baskıcı düzene inat rengârenk gökkuşağını doğurur kadınlığının. Zordur bu coğrafyada kadın olmak çocuk olmak. Hayalleri alınmıştır ellerinden susturulmuştur gönülleri... Siz hiç sessizliğin çığlığını duydunuz mu, avaz avaz bağıran kör kuyu sessizliğin... Hiç susmayan feryat figan bağıran o kara sessizliğin çığlıklarını? Ben duydum... Cehalet girdabına sürüklenmiş, düşünmeleri sorgulamaları engellenmiş insanların sesleriyle her yan sessiz çığlıklar içindeydi. Konuşan sadece titreyen gözlerdi... Okumaz, eğitim göremez denilen gençlerin, kız çocuklarının yüzünü güneşe dönme mücadelesiydi bu. Aydınlığa, bilime sevdalanan kız çocuklarının ölüm ile dans edercesine rengârenk çiçek açmasıydı, çorak toprakları delip yarınlarının ilim ışığında parlaması uğruna verilen gerçek bir yaşam hikâyesiydi.
Kilit de Sensin Anahtar da – Esra Kuran
₺180,00
Hayatın içinde kaybolduğunu hissettiğin anlar oldu mu? Peki ya kendini bulmak için gerçekten içe döndüğün? Bu kitap, düşünceden çıkmayı, anın içinde kalmayı ve kendini tanımayı adım adım keşfetmeni sağlıyor. Yaşadıklarını sorgularken aslında tüm cevapların içinde saklı olduğunu fark edeceksin. Kendini onarmanın, yeniden inşa etmenin ve hayatına bilgelikle yön vermenin yollarını bulacaksın. İnsanın en derin yolculuğu kendinedir. Şimdi, kendi yolculuğuna çıkmaya hazır mısın?
Bir Bedende İki Ruh Körükçü Ali – Murat Ali Davulcu Blach
₺250,00
Sevgili okuyucu, Körükçü Alinin yolculuğu, belki senin babanın, dedenin ya da bir komşunun hikâyesine benzer. Bu roman, sadece Körükçü Alinin değil, bir kuşağın omuzlarında taşıdığı yüklerin, ayrılıkların ve sessiz kahramanlıkların romanıdır. Vatanından uzaklarda yeni bir hayat kurarken, geride kalanları unutmadan yaşamanın ne anlama geldiğini anlatır. Her sayfada geçmişin izini, bugünün gölgesini ve geleceğin umudunu göreceksin. Kalemine değil, yüreğine sağlık diyene dek Okurken, kendinle bir yerlerde kesişmen dileğiyle
İllüzyon – A. Dilek Bandak
₺130,00
Söz Ceyhan’a Vardı – Mustafa Bostan – Ömer Kaya – Seyhan Dedeler
₺150,00
Cennetin kokusunu yayarsın akarken Etrafa nur damlaları saçıp aydınlatırsın şehri Yoldaşsın, sırdaşsın, gardaşsın hepimize besbelli Her bir kolun hayat oldu bize öteden beri Ak sen hep, durma, canım Ceyhan Nehri Nasıl akarsan ak, istersen de deli deli Nerede doğdun diye sorarlarsa eğer Elbistandır yatağım de sen gururla Her daim gürül gürül ak, bizi sakın kırma Rüyaların, çocukların, sevdalıların kucağında İçimizde sevda türküsünü çal hep ince sazınla
Zor Adam 3 – Kazım Kaya
₺270,00
Zor Adam kitabının ilk iki serisi okuyucu tarafından çok beğenildi ve kısa sürede üçüncü kitap geldi. Biraz senaryo, biraz roman havasında olan Zor Adamın ilk iki kitabında heyecan, aşk ve terör temaları işlenmiş, kavuşulamayan bir aşk serüveni ile eser nihayet bulmuştu... Zor Adam 3, üslûp açısından senaryo havasından çıkarak okuyucuyu soluksuz bir serüvene davet ediyor. Yani eser, ilk ikisinde olduğu gibi; sürükleyici, aksiyoner ve heyecanlı diyaloglarıyla yine okuyucuya ilk iki eserin devamı olarak sunuluyor.
Engelsiz Kalpler – Hikmet Ekiz
₺300,00
Liseye giden engelli bir genç, maddi ve manevi tüm imkânlara sahip olmasına rağmen mutlu değildir. Sürekli negatif bir bakış açısına sahiptir. Kendini yalnızlığa mahkûm etmiş ve mutlu olmanın, başarılı olmanın imkânsız olduğuna inanmıştır. Bu inanç, onu çevresindeki insanlardan uzaklaştırmakta ve sahip olduğu imkânların kıymetini bilmemesine yol açmaktadır. Barış, üniversite ortamına geçince, orada tanıştığı arkadaşları ve engelli kız arkadaşı Alya sayesinde hayatı tamamen değişir. Başarının ve aşkın engel tanımadığını görür; bu süreçte topluma örnek olacak başarılar elde eder ve gurur duyulan bir kişi olur. Barış ve Alya, birlikte gerçekleştirdikleri projelerle devlet ve özel sektörün engelli bireyler için yapması gerekenler konusunda çalışmalar yaparlar. Engelli kardeşlerinin hayatlarına dokunarak onlara umut ışığı olurlar.
Gücün Sırrı – Harun Tınas
₺210,00
Hayat, bana kolaylıkla gelmedi. Her defasında bir zorluğa düştüm. Yaşadığım DMD kas hastalığı ilerlediğim her adımda gücümü elimden aldı. Küçük bir çocuktum. Amansızca düştüm yerlere, kalkmak istedim kalkamadım. Genç bir bireydim, ellerim, kollarım tutmaz olmuştu. Kemiklerim eğilmişti ve bir tek aldığım nefes kalmıştı; onu da kaybettim. Yüzlerce hayal bıraktım zamana, her biri döküldü, saçıldı yerlere; gönlümde ukde bıraktı. Her kırıldığım noktada, ruhsal anlamda güçlenerek çıktım. Bedenimden giden bütün güçler, ruhumda hayat buldu. Ruhumun gücü, bedenime dedi ki; Sen kalem ol, ben de kâğıt; yaz beni, çiz beni ve bir şekilde çöz beni. Bedensel güçsüzlüğüme rağmen, ruhumun gücüyle ilerledim hayat yolunda! Ruhum güçlendikçe kendimi buldum ve her adımda gücün sırrına bir adım daha yaklaştım. Sonunda yazarlıkta hayat buldum, küllerimden yeniden doğdum ve umuda tutundum. Ruhumu güçlü tuttum ve kendi ışığımla karanlıktan çıkmayı başardım. Bugün geldiğim noktada; bedensel anlamda güçsüz olsam da, ruhumda güçlü bir cengâver yatmakta. Unutmayalım ki! Ruhumuzun gücünü çözdüğümüz zaman; kendimize ışık olur ve sonunda gücün sırrına ulaşabiliriz.
Yarınların Arkasında – Sena Özkan
₺500,00
Yeni bir nefes olmuştu ona, elbette lavantalardan bahsetmiyordu. Ne de olsa mekânlar sadece yan karakterdi, esas karakter hayatına dâhil olan kalplerin kendisine sağladığı o huzurlu nefeste saklıydı. Meva bir huzurdu, mutluluğun sesiydi onun için. Meva için ise Rabbi huzurdu, sonsuzdu ve doyumsuz bir serüvenin takipçisiydi. Samet Meva da, Meva ise Rabbinde arıyordu nefesi. Peki ya Samet esas kaynağa, sonsuz mutluluğa ne zaman vasıtasız erişecekti. Tıpkı Züleyha'nın Yusuf 'a olan aşkının zamanla Rabbine olan sevdasına dönüşmesiyle Yusuf'u unutması gibi.. Ne zaman Meva'dan aldığı huzuru Rabbinden alacaktı. Peki ne demişti gökyüzüne, ne demişti yıldızlara? "Ben sadece eserim, bir şaheserin iziyim. Koskoca kâinatta olsa olsa onun tüm kudretinin zerresiyim. Yıldız bana (gökyüzüne) hayran olur da, ben ise Rabbin kudretinde ezilmekteyim."
Ağrının Sızısı – Nazmi Koçyiğit
₺210,00
Nazmi Koçyiğit, yazı ve şiirlerinde bireysel acılardan toplumsal yaralara, doğanın sessiz çığlıklarından emeğin kutsallığına kadar pek çok farklı konuyu işliyor. Kimi zaman bir çobanın yalnızlığında, kimi zaman bir işçinin nasırlı ellerinde, kimi zaman ise sürgün yollarında kaybolmuş bir insanın özleminde kendinizi bulabilirsiniz. Kitapta yer alan satırları yalnızca bir yazı ya da şiir olarak görmemeniz için, şiirlerin sonuna eklenen açıklamalarla, şiirlerde anlatılmak istenen duygu ve düşünceleri daha iyi kavrayabilmeniz amaçlandı. Bu yorumlar, okuyucuya farklı bir bakış açısı kazandırmak ve şiirlerin içerdiği mesajları daha anlaşılır kılmak için bir uzman bir yorumcu tarafından kitaba yansıtıldı. Bu kitap, sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda bir yaşam hikâyesidir. Buradaki her mısra, bir haykırış, bir çağrı ve bir umuttur.
Bir Duha Masalı Yedi Rengin Mora Sevdası – Semra Alan Taşdemir
₺250,00
Küçük Prens ‘’yıldızlar benim’’ demişti, Prenses Duha da ‘’masallar da benim’’ … Büyüdük ve masalları çocukluğumuzun cebinde unuttuk. Sandık ki masallar sadece çocuklar için… Bu kitap, bir anne kız masalı. Annesi kızını uyuturken ona bir masal anlatır, masal biter ama kızı uyumaz. Bir anlaşma yaparlar uykuya teslim olana kadar masal anlatımı anne ile kız arasında devam edecektir. Önce anne anlatır. Sonra sıra kızına gelir. Kızı annesine çok ama çok eski zamanlarda kalmış unutulan bir masal anlatır. Ve anne için Pandora’nın kutusu açılır. Anne tekrardan masallara inanmaya başlar. Ve böylece iki masum kalp saf bir inançla masallarının ipine tutunarak birer masal kahramanına dönüşür. ‘’Unutmayın tüm masallar mutlu sonla bitmek zorunda.’’
Masumiyetin Rengi Ela – Semra Alan Taşdemir
₺160,00
Yorgunluğumun Gülümsemesi – Hava Deniz
₺200,50
Barış olsun hep sözümüz Başka söylemesin özümüz Sevgi dağılsın dünyaya Barış olsun hep sözümüz Yıkık dökük ev olmasın Sevgisiz insan kalmasın Çocuklar öksüz olmasın Barış olsun hep sözümüz Silah tutan el istemem Kimse ölsün hiç istemem Boynu bükük hep küçükler Barış olsun hep sözümüz Gözlerinden yaş gelmesin Yüzleri hep gülümsesin Sakın aman üzülmesin Barış olsun hep sözümüz Kırık kalpler bırakmayın Yardım için el uzatın Sevgiyle olsun yaklaşım Barış olsun hep sözümüz
Kevgir – Mehmet Memdoğlu
₺190,00
Tarihin tekerrür etme konusu, yıllardır tartışılan ve hâlâ tartışılmakta olan bir konu. Aslına bakılırsa tarih tekerrürden ibaret değildir; tarih zamana not düşer. Yanlışta ve hatada ısrar tekerrürden ibarettir. Dolayısıyla doğru ve yanlışlarımızı terazinin iki kefesine koyarak kâr ve zarar hesabımızı yapmalı, doğrularımızın üzerine yenilerini eklemeli; yanlışlarımızı yeniden tahlil ettikten sonra, akil süzgecinden geçirip aynı hata ve yanlışa düşmemek için yeni politika ve stratejiler belirlemeliyiz...
Göbeklitepe Son Kaplan Adam The Last Tiger – Man Semra Aksoy
₺112,00
Türkiye'nin Şanlıurfa İli, Haliliye İlçesi, Örencik Köyü yakınlarında keşfedilen ve MÖ 9000-9500 yıllarına tarihlenen Göbeklitepe, dünyanın bu güne kadar bilinen en eski tarihi yapılarından biri olma özelliği taşıyor. Göbeklitepe ile ilgili yazılı kaynak bulunamadı ve bundan sonra da büyük olasılıkla bulunamayacak. Çünkü dönem itibariyle henüz yazı icat edilmemişti. Daha düne kadar, avcı- toplayıcı sanılan bu topluluklar, bunca görkemli, sanatsal, estetik yapıyı neden inşa ettiler? Taşların üzerindeki figürler neyi temsil ya da sembolize ediyordu? İnanç sistemleri, motivasyonları neydi? Yaşam tarzları, günlük ritüelleri, sosyal ilişkileri nasıldı? Bu soruların cevaplarını arayan yazar, okuru zamanda bir yolculuğa çıkarıp kurgu bir öykünün içine bırakıyor. İnsanın değişmez doğası karşısında; Göbeklitepe-Son Kaplan Adam belki de zaten yaşanmış bir öykünün ufak bir parçasıydı. Kim bilir? Göbeklitepe, discovered near Örencik Village in the Haliliye District in Şanlıurfa, Turkey, is the world's earliest known historical structure, dating back to 9000-9500 BC. There are no written sources about Göbeklitepe, and it is unlikely that any will be discovered in the future. Because writing was not invented at the time. Why did these communities, which were assumed to be hunter-gatherers until recently, build such magnificent, artistic, and aesthetic structures? What did the figures on the rocks represent or symbolize? What was their belief system? What were their motivations? What were their lifestyles, daily routines, and social relationships like? Seeking the answers to these questions, the writer takes the reader on a journey through time and into a fictional story. In the face of the unchanging nature of man, perhaps "Göbeklitepe/The Last Tiger Man" was a small part of a true story. Who knows?
Serair-i Siyasiye ve Tahvilat-ı Esasiye – Memduh Efendi – Mehmet Memdoğlu
₺160,00
Orijinali Osmanlıca olan eserin tıpkı çevirisi yapılmakla birlikte, -anlaşılması zor, ağır diplomatik bir dil kullanılması nedeniyle orijinal metine sadık kalınarak sadeleştirilmiştir. İçerdiği dönemin, siyasi ve idari yapısı hakkında değerli bilgiler içeren eser, Osmanlı son dönemi ile İttihat ve Terakki yönetiminin siyasi ve idari yetersizliklerine dikkat çekmektedir. Müellif, bir devletin genel geçer hukukunun ülke bireylerine eşit olarak uygulanmadığında, ülke içerisinde farklı gayri hukuki yöntemlerin devreye girebileceğini, bunun da anarşiyle sonuçlanacağına dikkat çekmektedir.
Evrenin Sırrı – Murat Yıldırım
₺150,00
Bir çift iri göz neyi ifade edebilir? Gözden kalbe giden yol, kalbe gidip kalbin içindeki fay hatlarını param parça eden, şiddeti belli olmayan artçı depremler yaratan İnsan bedeni bu kadar hassas bir dokuya sahiptir. En ufak bir şeyde incinen, ufacık bir olayda celallenen ve hiddetlenen İşte insan doğası bu yöndedir. Atomik yapı seviyesindedir. Elektronlar durgunken sakin, elektronlar enerjilendiklerinde ise durdurulamayan... Biz bu olaya elektron hareketliliği diyoruz. Uyuşmayan beden hemen dışarıda arıyor elektronlarını Dünyanın düzeni evrenin düzeni elektron hareketliliğidir. Ufacık atomların etrafında dönen elektronlar Uyum burada, gizem burada, sır burada. Yani ufacık elektronlarda Biz Evren içerisinde hep dünya dışı varlıklar arayıp durduk. Ama yüce Yaratıcı evrenin en güzel yerine en merkezi konumuna dünyamızı yerleştirmiştir. Biz bu ruhu anladığımız an evrenin parçası haline geliriz. Ne kadar araç tasarlarsak tasarlayalım, evrenin her noktasını araçlarla kuşatalım, yalnızca evrenin muazzam işleyişini ve galaksilerin birbirleriyle olan ahengini ve muhteşem simetrisini göreceğiz. Yüce Yaratıcı bize değer verdiği için kendini bu şekilde bize tanıtıyor. Rabbim inşallah herkese evrenin bir parçası olmayı nasip eder ve her beden elektronuna kavuşur. O zaman kan da dökülmez, gözyaşı da olmaz. Yaratılmamızın gayesi mutluluk değil mi? Yüce Yaratıcı bunca devasa büyüklükteki evreni neden hizmetimize sundu? Mutlu olmamız için Bu yüzden helak olmamak için yıldızlara ant olsun diyen Rabbimizi hatırlayalım. Nice kavmi bu yıldızların şahitliğinde helak etmiştir. Zor değil amacımızı gerçekleştirelim ama Zikrullahı eksik etmeyelim Evrenle beraber zikrimizi yaparsak sonumuz hayırla dolar. Lakin bu şekilde yapmayıp şeytana veya nefsimize uyarsak sonumuz yüce Yaratıcının ant içtiği gibi yıldızların şahitliğinde gelir Biz onların(yıldızların) canlı olmadığını sanırız ama canlıdırlar. Atomik yapıdaki yani elektronların olduğu her şey canlıdır. Biz de diğer kavimler gibi yıldızların şahitliğinde helak olmayalım ve Yüce Yaratıcıya yönelelim. Seksen yıllık bir ömür için ebedi hayatımızı heba etmeyelim. Rabbimiz her türlü günahı affeder. (Zümer Suresi 53. Ayet) Kuran-ı Kerime sarılalım ve Allahın bize biçtiği ömrü güzel bir şekilde geçirerek evrenin parçası olalım.
Daha fazla ürün yükle
Yükleniyor...
ALASKA YAYINLARI
KİTAP SATIŞ NOKTALARIMIZ














Previous image
Next image