Gösterilen sonuç sayısı: 20

Türküler Susmaz – Gündoğdu Yıldırım

90,00
“Yıllardır türkülerimiz susturulmaya çalışılıyor. Baskılar gün geçtikçe artıyor. Biz bu baskılara hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyiz!” diyerek devam eden açıklama,

Arap Kızı – Gündoğdu Yıldırım

165,00
Leyla ile Mecnun kervanına bizi de kattın. Kendini de beni de yaktın. Kavuşamayanların destanını yazdırdın. Bir değil bin değil, milyonların sesi soluğu yaptın. Biliyorum seninle sonsuzlukta buluşacak, bir daha hiç ayrılmayacağız.

Ey Aşk – Gündoğdu Yıldırım

150,00
“Öğretmenim sizi Bahar Öğretmen çağırıyor,” dedi. Öğrenciyle beraber koşarak sınıfa çıktım. Sınıfta yerli malı kutluyordu. Bahar, “Hoş geldin, hadi bakalım, bak şunların tadına.” Öğrenci sıralarını dolaşıyor, yiyeceklerden tadıyordum. Bahar, “Bir de şunun tadına bak,” diye seslendi. Kendisine doğru döndüğümde, elindeki böreği ağzıma tuttu. O an Bahar’la göz göze geldik. Sanki olağanüstü bir güç gözlerimizin ışığını birbirine alıp veriyordu. Hayatımda hiç böyle olmamıştım. Gözlerini hiç kaçırmadı. Nerdeyse yirmi saniye donduk kaldık. Gözleriniz sizin anlatamadıklarınızı karşınızdakine hiçbir söz söylemeden anlatmanızı sağlar ya, tam da bu olsa gerekti. Bu bir tesadüf değildi. O anda gerçekleşiyordu. Bütün bedenim ve ruhum aynı şeyi hissediyordu. Birbirimizin görüş alanına giren gözlerimiz, ruhumuzu birleştiriyordu. Aylardır içimizde yaşattığımız duyguları gözlerimiz yoluyla anlatıyorduk. Kalbim bu heyecana daha fazla dayanamayacaktı. “Öğrencilerim beni bekliyor” diyerek sınıftan çıktım…

Aksaray Yöresi Halk Oyunları – Esra Aslan Türkcü

160,00
Aksaray’da hangi halk oyunları oynanmaktadır? Aksaray yöresi halk oyunlarının çeşitli bileşenleri (adlandırma, söz, müzik, ritim, sahneleme, çalgı aleti, kostüm, hareket cümlesi...) nelerdir? Halk bilimi bağlamda Aksaray yöresi halk oyunlarının işlevleri nelerdir? Halkbilimi açısından Aksaray yöresi halk oyunları hangi bağlamlarda icra (performans) edilmektedir? Aksaray yöresi halk oyunları kültürel değişimden nasıl etkilenmiştir? Aksaray yöresi halk oyunları kültürel değişim sürecinde nasıl bir süreklilik sergilemektedir? Bunlar gibi bir çok soruya yanıt veren bu eserde; Aksaray yöresi halk oyunlarını derleyerek ortaya koymak, ortaya konulan halk oyunları üzerine halkbilimi açısından bir inceleme yapmak için “İcra (Performans) Kuramına göre Aksaray yöresi halk oyunları hangi sosyal mekânlarda icra edildiğini ortaya koymak ve Türk halk oyunlarının Aksaray yöresi halk oyunları özelinde üstlenmiş olduğu günümüzdeki işlevlerini saptamaya çalışmak, kültürel değişim ve süreklilik bağlamında Aksaray yöresi halk oyunlarını incelemek, Aksaray’ın tanıtımına katkı sağlamak ve halk oyunları alanında araştırma yapanlar için literatüre katkı sunması amaçlanmaktadır.

Şevket ve Ben – Gündoğdu Yıldırım

160,00
Okulun bahçesinden izliyordum onları. Önümden geçerlerken minibüse baktım. Şevket’le göz göze geldik. İkimizin bakışları da çok şeyler anlatıyordu. Konuşmak isteyip de konuşamadıklarımız; içimizdeki o dayanılmaz zehir, gözlerimizde asılı kalmıştı.

Lice Tarihi ve Doğal Güzellikleri – Şebap Teker

600,00
Doğup büyüdüğün yerin tarihini bilmek, kendini bilmektir. Tarih, bilgidir, köktür, bilinçtir, bugünü doğru anlamak, geleceği isabetli tasarlamaktır. Elinizdeki kitap, yazarın doğum yeri olan Lice üzerine çok yönlü, kapsamlı bir araştırma, inceleme ve derleme yapıttır. Lice üzerine var olan yazılı hazineye yeni ve değerli bir katkıdır. Yazar Şebap Teker, uzun yıllarını alan sabırlı bir çalışmayla ulaşabildiği yazılı kaynaklardan Lice üzerine elde edebildiği bilgileri toplamış, bu bilgileri derli toplu biçimde kitabında okuyucuya aktararak, Lice’yi bilmek, tanımak isteyenlerin hizmetine sunmuştur. Yazar, eserinde Lice’nin dili, kültürü, renkli sosyal yaşantı tarzları, gelenek görenekleri, özetle entografik ve folklorik ögeleri üzerine bizzat yerli halkın zengin bilgilerini derleyerek yazılı ve kalıcı hale getirmiştir. Türkiye’nin yazılı bellek havuzuna akan yeni bir kaynak özelliğindeki bu eseri mutlaka okumanızı öneriyoruz.

Çocuklar Ne İster – Meryem İtimat

85,00
Hepimizin de bildiği gibi bir çocuğun ilk eğitimi ailede başlar. Yıllar önce bizler de çocuktuk. Geçmişin çocukları bugünün ebeveynleri oldu.

Lice Zirkileri Aile Tarihi – Fuat Işık

220,00
Bu kitap dört yıl boyunca titizlikle yürütülen yoğun bir çalışmanın ürünüdür. Kitabın hazırlanış sürecindeki temel prensibim nesnelliğe bağlı kalarak, tüm akrabalarıma aynı hassasiyetle yaklaşma isteği olmuştur. Bu çalışma ile unutulan aile hafızasının kayda alınacağını ümit ediyorum. Keyifli okumalar dilerim…

Patagonya Rehberi – Selçuk Tanaydın

250,00
Patagonya coğrafyası el değmemiş bir cennet, doğa ananın bir gövde gösterisi. Sırtçantalı gezginler ya da doğanın içinde lüks bir gezi arayanlar için Patagonya mükemmel bir seçim! Güney Amerika’nın güneyinde, rüzgârların, dağların ve buzulların dili hâkim. Likenlerin sardığı kadim ağaçlar, göğe değen sivri uçlu granit kayalar; Macellan pengueni ya da lamanın akrabası guanako gibi coğrafyaya özgü hayvanlar insanı her adımında şaşırtıp büyülüyor. Arjantin’den Şili’ye uzanan Patagonya, modernliğin giremediği korunaklı bir alan. Uçsuz bucaksız stepler yerini büyülü And dağlarına bırakır, buzullar sizi içine çeker, ormanlar konuşur. Dağların arasından akan bulutlar bazen durur, derin bir sessizlik hâkim olur. Patagonya herkesi büyüler. Bu kitapta dünyanın sonundaki fenerden buzullara uzanacağız. Milyon yıllık dinozor fosilleri, penguenler, balinalar göreceğiz. Sizler için kısa ve uzun rotalar çıkardım. Artık karar sizin. Patagaonya’ya gidemezseniz bile üzülmeyin, bu kitabın size mental olarak o duyguları yaşatacağına eminim. Büyülü Patagonya sizi bekliyor.

Kapadokya Öyküleri – İsrafil Baran

85,00
Kapadokya Öykülerinde; güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölgede insanların kuşaklar boyunca, ilmek ilmek örerek bugünlere getirdiği olağanüstü olayları bulacaksınız. Geçmişten günümüze zaman yolculuğu yaparak; perilerle çiftçinin dostluğunu, sevdiğine kavuşamayan âşıkların çilesini, göle dönüştürülen bir köyü, inançlarından vazgeçmediği için sürgün edilen kırk askeri, Kapadokyalı Uç Beyi Digenes’in kahramanlıklarını, İsa’dan sonra bölgeye Hristiyanlığı yayan Aziz Yorgos, Aziz Çoban Mamas ve Azize Nino’yu, sömürüye başkaldıran Amaz köylülerini, Hacı Bektaş Veli’yi, Erciyes ve Hasan Dağlarının öykülerini ilgiyle okuyacaksınız.

Nasıl Bir Eğitim – Gündoğdu Yıldırım

90,00
Ülkemizde eğitim sorunun temeli nedir? Çözüm için neler yapılması gerekir? Hangi reformlar hayata geçirilmelidir? Yazar Gündoğdu Yıldırım, bu can alıcı

Latin Amerika Seyahatnamesi – Selçuk Tanaydın

160,00
On yıl boyunca üç vardiyalı çalıştığım iş yerimde hayatımı artık otomatik pilota bağladığımı fark ettiğimde hemen işimden ayrıldım. Bir ay sonrası için Arjantin’e biletimi aldım. Büyük bir heyecanla hazırlıklara başladım. Öyle çok büyük planlar, rotalar da yapmadım. Evin duvarına dünya haritasını yapıştırıp da polisiye filmlerdeki gibi, bir ülkeden diğer ülkeye ip çekme gibi şeylere de girişmedim. Ya da bilgisayarda bir word dosyası açıp nerelere gidip neler yapılır gibilerinden bir liste de çıkarmadım. Tek yaptığım, nereden başlayacağıma karar vermek oldu ve tek yön bilet alıp gerisi doğaçlama gelişsin istedim. Zamanı gelince de ailemle ve arkadaşlarımla vedalaşıp, yanardağın birine atmak için de cebime eski sevgilimin yüzüğünü koyup uçağa bindim. Uçağa bindiğimde beni bu kıtada ne gibi maceralar beklediğini uzunca düşündüm. Düşünün ki bir kıtada yanardağlar, çöller, piramitler, Karayip sahilleri, korsan kasabaları, buzullar, yağmur ormanları, Amazonlar, antik kentler, tango, samba, salsa ve futbol olsun. İnka, Aztek ve Maya yerlileri de bu kıtada hâlen yaşıyor olsunlar. Latin Amerika kıtası, işte bunların hepsini ve daha fazlasını içeriyor. 60 yaşıma geldiğimde, geriye dönüp baktığımda “Harika bir film izledim.” diyecek kadar harika maceralar yaşadım. Bu kitabı okurken bu maceraları ve daha fazlasını hissedeceğinize eminim. Kendinizi bir gün buzulları seyrederken, bir başka gün yanardağda lavları izlerken bulabilirsiniz.

Bağımlı Değilim – Murat Sertpolat

85,00
Madde bağımlılığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için de üzerinde durulması gereken sosyolojik bir sorundur. Aile içi ilişkilerin seyri, maddeyi kullanma ve madde kullanımına başlama açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Madde bağımlılığı, bireye psikolojik ve biyolojik tehdit içeren, toplumsal açıdan zarar veren, biyolojik ve psikolojik olarak yaşam performansını düşüren bir hastalıktır. Bu artışı göz önünde bulundurularak kaleme alınan “Bağımlı Değilim” isimli bu eserde Adıyaman ilinde yaşayan çocuklarda ve gençlerde aile içi ilişkilerin madde bağımlılığı üzerindeki etkisi sosyolojik olarak incelenmiştir.

Mülteci – Gündoğdu Yıldırım

105,00
Dini sebeplerden ötürü ülkesini terk etmek zorunda kalan bir ailenin gerçek yaşam hikâyesini tüm gerçekliğiyle okumaya hazır mısınız? İran’da yaşayan Pervane, Bahai bir anne ve Şii bir babanın çocuğudur. Bahai inançlarından dolayı doğup büyüdüğü ülke, ailesi için yaşanmaz bir hal almıştır. Kanada’da yeni bir yaşam kurma ümidiyle zor bir yolculuğa çıkarlar. Yolculuğun ilk adımı olarak Türkiye’ye geçici sığınma talebinde bulunurlar. Hayallerindeki Türkiye’den çok farklı bir ülkeyle karşılaşacaklarından habersizlerdir. 15 Temmuz darbe girişimi, toplum baskısı, dışlanma, tecavüz girişimi derken birçok zorluklarla karşılaşırlar. Birbirine sımsıkı tutulmuş olan bu aileyi kıtalar ve yıllar ayırsa da yarınlar için her zaman umutları vardır… Yazar Gündoğdu Yıldırım, umut yolculuğuna çıkmış bir ailenin gerçek yaşam hikâyesini anlattığı satırlarda özgürlük ve demokrasinin insan yaşamı için önemini okura aktarırken herkesin bir mülteci adayı olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Memleket Sevdası – Gündoğdu Yıldırım

105,00
Bu eserde, halkçı belediyecilik anlayışını benimseyen Belediye Başkanı Yaşar Evcen’in bir dönem ilçe olan Karaman’ı batılı bir görünüme kavuşturma çabalarına

Pasaport – Kadir Ersoy

105,00
Sırların bir gün ortaya çıkmak gibi çok kötü bir huyu vardır. Ama eğer ortaya çıkması sevdiğiniz bir insanı çok zor durumda bırakacaksa, bırakın sır olarak kalsın... Ve emin olun: “Hayatta sırrı olmayan hiç kimse yoktur.” Yazarımız Kadir Ersoy “Deli” ve “Kiminle Gülüyorsan Ona Aitsin” adlı ilk iki romanının ardından yazdığı, “Pasaport” adlı bu romanıyla “Hayatımıza Renk Katanlar” serisini tamamlamış oldu. Pasaport, türler arasında ustalıkla gezinen ve okurlarına farklı lezzetleri bir arada tattırabilme başarısını gerçekleştirmiş bir roman olarak öne çıkıyor. Başlarda romantizm öğelerinin ağırlıkta olduğu duygusal bir eser okurken, ilerleyen kısımlarda gizem unsurları ön plâna çıkmaya başlıyor. Sonrasındaysa aksiyon ve gerilim öğeleri devreye giriyor ve okuma keyfini katlıyor. Dolayısıyla romanın sürükleyiciliğini iyice perçinliyor. Kadir Ersoy'un incelikli hâlleri vermekte ustalaşmış kalemi, keyifli bir okuma serüvenine rehberlik ediyor. Bu özel kitabı keşfetmekte muhakkak fayda var.

Likya Öyküleri – İsrafil Baran

85,00
Likya Öykülerinde Antalya’nın batı kesiminden Muğla’nın güneydoğu ucuna kadar uzanan ve günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan bölgede neolitik çağdan günümüze kadar ulaşmış tanrı, tanrıça ve kahramanların yaşamlarından kesitler bulacaksınız. Yazar İsrafil Baran, antik dünyanın yapıtlarıyla doğal güzelliklerinin iç içe girdiği ışık ülkesi Likya’da binlerce yıl önceden günümüze dek ulaşan olayları, tarihi kaynaklar ışığında, mitolojideki boşluklardan yararlanarak özgün kalemiyle bizlere yeniden anlatıyor. Bilinçli birey sorumluluğuyla üzerinde yaşadığımız toprakların binlerce yıllık öyküsünü gençlere tanıtmak amacıyla kaleme alınan bu kitap, mitolojik öykü alanında Likya bölgesi için bir ilki oluşturuyor. Yayın Tarihi: 12.07.2023 ISBN: 9786259925066 Dil: TÜRKÇE Sayfa Sayısı: 82 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı Boyut: 13.5 x 19.5 cm

Korku Öyküleri – İsrafil Baran

85,00
Bu kitabı eline aldığına göre cesur bir insan olmalısın. En baştan söyleyeyim. Bu kitap sıradan bir korku kitabı değil. İçerisinde yazarın da başından geçen gizemli olaylar yer alıyor. Anadolu’da yaşanmış gerçek olayların kurguyla anlatıldığı öyküleri okumak için gece olmasını bekle. Odanın ışığı kapat, yorganı üstüne çek. El feneri yardımıyla okumaya başla. Geçimini mezar hırsızlığıyla sağlayan bir adam, insanlara musallat olmuş bir ruh, fotoğraftaki gizemli bir kız ve köy okulunda gerçekleşen esrarengiz olaylar. Korku Öyküleri, yürüdüğün yollara, mezarlıklara, duvarındaki aynaya başka türlü bakmanı sağlayacak.

Kapadokyalı Asker – İsrafil Baran

85,00
Kapadokya toprakları sürekli düşman saldırılarına uğruyordu. Sınır hattını geçmeyi başaran yüzlerce asker, insanlara saldırıp evleri yağmalarken Digenes tüm gücüyle savaşıyordu. Düşman askerlerini sınır hattından püskürtmeyi başaran Digenes’in gösterdiği cesaret kısa sürede tüm ülkeye yayıldı. Digenes’in kahramanlıklarını duyan İmparator, onu ödüllendirmek üzere muhafızlarıyla birlikte Fırat Nehri kenarındaki evine vardı. Misafirini kapıda eğilerek karşılayan Digenes kendisini ziyarete gelmesinin sebebini sordu. İçeri giren İmparator: “Cesaretin tüm ülkede konuşuluyor. Keşke topraklarımda senin gibi dört askerim daha olsaydı. Kahramanlıklarına karşı seni ödüllendirmek istiyorum, ne dilersen sana bahşedeceğim” dedi. “Bana duyduğunuz sevginiz yeterli majesteleri. Ordunuzun masrafı çok oluyordur, istemek yerine vermek gerekir. Sizden sadece yoksulları ve mazlumları korumanızı, halkınıza adaletli davranmanızı istiyorum. Adalet kılıcını bırakmadığınız sürece sizinle birlikte savaşacağıma söz veriyorum...” Digenes’in alçak gönüllülüğüne hayran kalan İmparator yayınladığı fermanla ona Kapadokya sınırlarını yönetme yetkisi verdi. O günden sonra Uçbeyi anlamına gelen “Akrites” olarak anılan Digenes’in soyu, özel yaşamı ve düşman askerlerle girdiği mücadeleleri anlatan bu tarihi öykü, gençlerin coğrafyalarında yaşamış kültürel değerleri algılamasına ve yorumlamasına büyük katkı sağlayacaktır.

Likyalı Üç Asker – İsrafil Baran

85,00
Savaş bütün hararetiyle devam ediyordu. Troyalı askerler, düşman gemilerini kıyıdan uzakta tutmak için canını dişine takıp dövüşürken bir hareketlilik olduğunu fark ettiler. Sahilin ilerisindeki tepeye baktıklarında gördüklerine inanamadılar. Yüzlerce atlıdan oluşan bir birlik ve en önde bir komutanın sürdüğü savaş arabası, kıyı boyunca kendilerine doğru geliyordu. Troyalı bir asker, yakınında dövüşen bir askere seslendi. “Şuraya bak!” Troyalı asker dönüp baktığında ağzı şaşkınlıktan açıldı. Bu atlı birliği tanımamak imkânsızdı. Parlak yelelerini savurarak koşan atlı birliğin Likyalılar olduğunu herkes biliyordu. Kral Sarpedon’un liderliğindeki Likya askerleri dörtnala mücadelenin içine girdiler ve aynı anda dövüşe başladılar. Pırıl pırıl bronz zırhları, kan lekeleriyle kaplı diğer zırhların arasından kolayca ayırt ediliyordu. Yayın Tarihi: 11.07.2023 ISBN: 9786259973302 Dil: TÜRKÇE Sayfa Sayısı: 47 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı Boyut: 13.5 x 19.5 cm Diğer Özellik: 12+ Yaş